Türk denilenler kimdir? | ||||||||
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk | ||||||||
|
||||||||
Osmanlı
Hanedanı'nın kurucusu alelâde bir katil ve soyguncudur
|
TRKIMG20066
|
Don
Quijote? Osman Gazi heykeli, Bursa
|
Osmanlı Hanedanı'nın kökeni ile ilgili araştırmamıza Aşıkpaşazâde ile başladık. Bu bölümü yine Aşıkpaşazâde ile bitirelim. Asıl
ismi Ahmed. Kendisini "derviş" olarak adlandırıyor. Buradaki "derviş"
fasçadaki "dilenci" değil. Osmanlı'nın kuruluş döneminde Anatolia'nın
başına bela olan başıbozuklara derviş deniliyor. Diğer lakabı Aşıkî. Hayatı: Derviş Ahmed'in hayatı hakkindaki bilgilerimiz kendi yazdıklarından ibaret. 1400
yılında Amasya'da doğuyor. Fanatik
bir cihad savaşçısı (derviş, gâzi) olarak çeşitli savaşlara katılıyor.
1422'de Murad II.'nin yanında bunun amcası Mustafa'ya karşı savaşıyor.
1437'de Sırplara, 1448'de Hunyadi Janoş'a karşı seferlere katılıyor. Tevârîkh-i Âl-i 'Osmân Aşıkpaşazâde'nin
önemi, hem kendisinden sonraki Osmanlı ve daha sonraki TC tarihçilerinin,
hem de batılı tarihçilerin kendisini -çoğu zaman sorgusuz- referans
olarak gösterip, kuruluşdan Mehmed II. (Fatih)'ye kadarki erken Osmanlı
tarihini ondan kopya etmelerindedir. Yani bugün dahil, kitabı " Tevârîkh-i
Âl-i 'Osmân" standard eser sayılıyor. Bundan dolayıdır ki daha önceki
alıntılarımda ismi sık olarak geçti. Yazıcıoğlu Murad II.'yi överken "k'atili'l-kefereti ve'l-müşrikîn sultân bin sultân pâdişâhumuz", yani "kafirlerin ve ortaklarının katili" diyor. Cihad ideolojisinde en büyük meziyet katillik. Aşıkî'nin tarihi olayları anlatmak gibi bir derdi yok. Bütün çabası kurucu devirdeki Osmanlı hükümdarlarını kutsal cihad için kâfire karşı savaşan serdengeçti gâziler olarak göstermek. Fakat burada büyük bir problemle karşılaşıyor: Biliyor ki, Osmanlı hükümdarları, her an kâfirle değil şeytanla bile ittifaka hazırlar ve eğer ortada yağma edilecek bir değer varsa müslümanları da hiç çekinmeden katlediyorlar. Böyle durumlarda anlatımında sıkıştığı zaman Paşazâde araya bir manzume koyarak olaylardan sıyrılıyor. Kitabını,
kendi ifadesine göre 86 yaşında yazmaya başlayan Paşazâde, çoğu ihtiyarlar
gibi, eski zamanların özlemi içinde. En büyük amacı "yeni zamanı" eleştirmek. Kaynaklar:
"Tevârîkh-i
Âl-i 'Osmân", Osmanlı kültür tarihi arastırmaları için, zamanının dili
ve sosyal hayatı açılarından ilginç olabilir. Osmanlılar'ın kökenini
araştıran bir tarihçi olarak burada bulacağımız hiç bir cevher yok:
Aşıkpaşazâde'nin kitabı zamanına kadarki Osmanlı meddahlığının belki
en meşhur sahtekârlığıdır. Osmanın kökağacı 'Uthmân Gâzi ibn (=-arkadan gelen ismin- oğlu, MGS) Ertugrul Gâzi, ibn Suleyman Şah, ibn Kaya Alp, ibn Kızıl Boga, ibn Bayıntur, ibn Aykuluk, ibn Togar, ibn Kınton, ibn Sunkur, ibn Bakı, ibn Sugar, ibn Toktemür, ibn Basak, ibn Gök Alp, ibn Oguz, ibn Karahan, ibn Aykutluk, ibn Tuzak, ibn Karahan, ibn Baysub, ibn Kamarı, ibn Kızıl Boga, ibn Yamak, ibn Baş Boga, ibn Baybus, ibn Savınç, ibn Çar Boga, ibn Kurtulmuş, ibn Karaca, ibn 'Amudî, ibn Karalı Oglak, ibn Suleyman Şah, ibn Karlıga, ibn Yantemür, ibn Yurmuş, ibn Çin, ibn Maçin, ibn Yafes, ibn Nuh- aleyhi's-selâm. (Ç: MGS) Kreutel, 1959, B66B/2, B67B/1, S. 19 Osmanlılar'ın kurucusu alelâde bir katil ve soyguncudur Osmanlılar'ın kökeni hakkında, yüzyıllarca araştırmaya rağmen, bugüne kadar hiç bir ciddi belge bulunamamıştır. Bu güne kadarki "yerli ve yabancı" bütün legitimasyon denemeleri sahtekârlıklar ve bunların kopyalarından ibarettir. Bunun en büyük sebebi Osmanlılar'ın kurucusu "'Uthmân"ın, kendi zamanında Anatolia'ya dağılmış onbinlerce "garip" (=yabancı) denilen, yeri yurdu olmayan, soygunculukla geçinen serserilerden biri olarak, çetesiyle saldırdığı insanlardan baska kimseyi ilgilendirmemesidir. Kendisinin nereden geldiği, anne ve babasının kim olduğu hakkında hiç bir şey bilmiyoruz. Belgeleyebileceğimiz tek şey, Osmanlılar'ın kurucusu 'Uthmân'ın, alelâde bir katil ve soyguncu olduğudur. |
geri |