Türk denilenler kimdir? | ||||||
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk | ||||||
|
||||||
Maur,
Mohr ve Türk
|
İslam
Cumhuriyeti Mauretanya
al-Dschumhuriyya al-islamiyya al-muritaniyya Günümüzde Kuzeybatı Afrika'da, Atlantik kıyısında bir ülke var: Mauretanya. Üç kere Almanya büyüklüğünde ama dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Devlet dini islam. Ülkede seri'at hukuku geçerli. Allah
kabul etsin. İnternet kaynakları: mauretanya, lexas, 16.11.2018 Ama antik devirde de bir Mauritanya var. 1. yüzyılda kuzeybatı Afrika'da Roma İmparatorluğunun iki eyalete ayrılmiş çok büyük bir ülkesi. Bugünki Mauritanya ile özdeş değil. Iki
ülkenin de isimleri Maurlara dayanıyor. Antik devirden beri kısmen hala
göçebe olan Maurların diğer adı Berber. Literatür: TRKLİ20005 Kuzey Afrika'daki göçebe a şiretler, genellikle Berber aşiretleri, 7.- 10. yüzyıllar arasinda Araplar tarafindan islamlaştırıldı. 711de islam orduları hristiyan Batı Gotlar'ın topraklarına girdiler. Tariq ibn Ziyad kumandasında İberik yarımadasının büyük bir kısmını işgal ettiler. Avrupa kit'asına çıkan islam birlikleri içinde Araplar azınlık teşkil ediyordu. Büyük çoğnuluk Berberlerden oluşuyordu. Avrupalılar bunlara "Maur" dediler. Maur egemenliği İspanya'nın bir kısmında yüzyıllarca sürdü. Literatür: TRKLİ20005 Mauren, Mohren "Maur" kelimesi Almanca'ya Mohr olarak girdi. Böylece Sarazen yanında bir öcü daha ortaya çıktı: "Maur" yahut "Mohr" (Türkçedee "Moor" olarak okunur). <Önce genel olarak Araplar yahut müslümanlar için kullanıldı. Bu kavram da zaman içinde farklı öcülerin ismi oldu ve 16.yüzyıldan itibaren "Siyah Afrikalı" ile eşanlamlı hale geldi. |
TRKIMG20011
|
Yukarıda1350 civarından bir minyatür görüyoruz. Avrupalılar haçlı seferlerinda yeteri kadar beyaz düşmanla tanışmış. Düşman müslümanlar hala "Mohr" olarak gösteriliyor. Bu onların yabancı ve öcü olarak korkunçluğunu kuvvetlendiriyor. |
Viyana'da
Imparatorluk Saray Mohru Angelo Soliman
|
Ikonografik
kaynaklar: TRKIMG20006
|
Aradan yüzyillar geçer. "Mohr" artık yığınları korkutan bir öcü değildir. Ne olduğu merak edilen bir "acaib yabancı" (=Kuriosität) olmuştur. Avrupa'da hayvanat bahçelerinde ve "Kuriosenkabinett" (Merak Dolabı)lerde teşhir edilir. Asiller bir prestij objesi olarak saraylarinda "Mohr"ları hizmetçi olarak çaliştırırlar. Böylece misafirlerine hava basarlar. Henüz batıda plantajlar kurulmamış, büyükk köle pazarları açılmamııştır. Ama şimdiden "mohr"lar Afrika'dan kaçırılıp köle olarak satılmaktadır. Viyana'da "Saray Mohru" olarak çalışan Angelo Soliman diğer hizmetkârlardan farklı olarak çok özel ve seçkin bir şahsiyettir. Mohr bahsinde onunla ilgilenmemek olmaz. Afrika'lı Angelo Soliman (yaklaşık 1721 - 96), tahminen bugünki Kuzeydoğu Nigeria'da Kanuri halkından.
(Ü: MGS) Internet kaynakları: Soliman, 15.11.2018 Viyana'da
yaşayan Siyah Afrikalılar çoğunlukla köle olarak satın alinmış olup asillerin
hizmetkârlari idiler ise de (Genellikle Ispanyol-Portekiz yahut İngiliz
elçilerinin hizmetindeydiler ama Harrachlar ve Seilerler gibi asil ailelerin
de siyah hizmetçileri vardı. Onların sayıları 1649 ile 1798 arasinda 32
Siyah Afrikalı'nın ölümünü kaydeden ölüm kayıt listelerine göre hesab
edilebilir.), toplum hayatında deri rengi, sınıf, din ve gelinen coğrafi
yer karşısında herşeyden önce hakim olan bir rol oynamıyordu. (Ü: MGS) Bibliyografi: Mattl- Wurm, Sylvia, 2000, S. 164, A141B Soliman çok zeki bir insan. Sarayda bunu farkediyorlar ve kendisine iyi bir eğitim sagliyorlar. Yalniz Almanca degil, Latince de öğreniyor. Sarayın muazzam Kitaplığı kendisine açık. Vaftiz edilip katolik oluyor. Devrinin en önemli aydınlarıyla arkadaşlık ediyor. Viyana'daki aydınlanma (=Aufklärung) hareketinin bir parçası oluyor. Kaiser Josef II her ne kadar onu muhalefet hareketi içinde görüyorsa da zaman zaman onunla tartışıyor ve görüşlerini alıyor. Soliman 1982de Mason locasi "Zur wahren Eintracht" (=Gerçek Uyum)a kabul ediliyor. 1784 de hizmetinden af ediliyor ve evleniyor. Yabancılara karsi acımasız vahşetin tayin edici bir örneği, Angelo Soliman'ın cesedinin konserve edilmesi ve Saray Tabiat <Ürünleri Kabinesinde teşhir edilmesi idi.
(Ü: MGS) Býblýyografi: Mattl- Wurm, Sylvia, 2000, S. 164, A141B Soliman'ın iç organlarını gömüyorlar. Derisi mumyalanıyor. 1806 ya kadar İmparatorluk Doğal Ürünler Müzesinde yarı çiplak, tüylerle ve midye kolyeleriyle süslenmiş bir vahşi olarak sergileniyor. 1848
Ekim ayaklanmasında Soliman'ın mumyası yaniyor. Bugün Viyana'da Baden'da
Rolletmuseum'da alçıdan bir büstü var. Monika Firla'ya göre Soliman irkçı dostlarının tavsiyesi üzerine öldükten sonra cesedinin doldurulmasını kendi vasiyet ediyor. İnternet kaynakları: Soliman, 15.11.2018 Her ne olursa olsun, Soliman, zamaninin saygı gören seçkin bir aydını. Onun çevresinden, iktidar yanlısı yahut muhalif, hiçbir beyazı içine saman doldurup Tabii Ürünler Müzesi'nde teşhir etmiyorlar. Angelo Soliman gibi ilginç bir şahsiyete daha fazla yer ayırmak isterdim ama bu kitapta pek çok ilginç konuya daha yer ayırmak zorundayım. Literatür: TRKLİ20007
|
Gömlek
giymiş Siyah Afrikalı (Mohr im Hemd)
|
TRKIMG20007
|
Her ne kadar &"Türk" konusuyla dğgrudan ilgisi yoksa da, ömrünün büyük kısmını Viyana'da geçirmiş bir insan olarak "Mohr" deyince "Mohr im Hemd"i hatırlamak zorundayım. Viyana tatlıları USA' dan Japonya'ya kadar bütün dünyada meşhurdur. Avusturya
yamyamları kaymaklı çukulata pastasına "gömlek giymiş siyah Afrikalı"
derler. |
Meinl
Mohr
|
Mohr bizi yavaş yavaş "Türk"e götürüyor. 1862de Julius Meinl Viyana'daki I. ilçede, Fleischmarkt (= Et Pazarı) mevkiinde bir baharatçı dükkânı açıyor. Burada önce yeşil kuru kahve, sonra taze kavrulmış kuru kahve satıyor. Avusturya İmparatorluğu'nda en önde gelen kuru kahveci oluyor. 1939 da bütün Avrupa'da 1000 şubesi var. Meinl bir kapitalist hanedanı haline geliyor.
|
TRKIMG20008
|
Şirketin baslangıçtaki marka işareti dalgalar üstünde yüzen bir yelkenli ticaret gemisi. 1924 de Viyana'lı grafikçi Joseph Binder yeni bir marka çiziyor. Burada kırmızı fesli siyah derili bir çocuk görülüyor. Internetde bulduğum yukarıdaki resim orijinal değil. Orijinal markanin resmini bulamadım. Orijinalde çocuk siyah, fes kırmızı. 1924de kırmızı fes "Türk" demek. Viyana'ya ilk geldiğimde Meinl şirketinin reklamlarını evlere dağitarak yaşamaya çalisiyordum. Hergün birkaç maraton koşuyor, 5 - 6 katlı apartmanların merdivenlerini çıkıyordum. Kâgitların arkasına resim yaptığım ve şiir yazdığım için hala saklamışım. Burada bir resim daha. Bu da orijinal değil ama onun bir varyasyonu.
|
Ikonografi:
TRKIMG20009
|
Literatür: TRKLİ20008 |
Ali
ve Mustafa
|
Ben Mohr bahsini yazarken Avusturya radyosu bir haber veriyor: FPÖ (=Avusturya Hürriyetçi Partisi) Youtub'da bir video yayınlamış. Irkçılık propagandası yaptığı için protestolar yağınca, tekrar kaldırmış. Öcü imalatı ve propagandasında antik devirden beri aynı taktik kullanılıyor. FPÖ' ye göre Avusturya halkını tehdit eden iki öcü var: İslam ve Mülteciler. Bazen bu kavramlar eşanlamlı oluyor. Avusturya halkını bu tehditden koruyan yalniz FPÖ. Böylece halkımızın % 30'u aşırı sağcıları seçip hükûmete soktu. Bahsedilen videoda bir mülteci başka bir mültecinin sigorta kartını kullanarak devleti dolandırıyor. Bu müslüman mültecilerin adları "Ali" ve "Mustafa". Facebook'da bu video ile ilgili bir resim buldum. |
İkonografi:
TRKIMG20010
|
Avrupalı
başörtüsüz kadın memuru kızdıran Ali, Mustafa'yı düşünüyor. Başinda kırmızı
bir fes. Ali bir mega-super-ultra öcü: Hem mülteci, hem müslüman, hem
de "Türk"!
|
geri |